Tutkunun Dansı: Tango
Arjantinli şair, yazar Jorge Luis Borges, tango için şöyle der:
“Tango: Şairlerin sıklıkla kelimelere dökmeye çalıştığı gibi, bir kavganın kutlamaya dönüşebileceği inancının doğrudan ifadesidir.”
Arjantin, Uruguay kökenli bu dans ve müzik türü, aşkın ve tutkunun dansı olarak da anılmaktadır. Doğaçlama yapılan dansta kadın ve erkeğin aşkı, çatışmaları tiyatral bir formda muhteşem bir gösteriye dönüşür.
Tangonun dramatik duygusu, dans sırasında çok zengin doğaçlama fırsatları yaratması, dansın özünde aşk ve melankoli tutkusunun yatmasından ileri gelmektedir. Tango müziğinin temel çalgısı Alman icadı olan fakat ismini Arjantin tangosu ile duyuran akordeonun akrabası bandoneondur.2
2009 yılında UNESCO, Arjantin kökenli tango dansı ve müziğini dünya kültürünün bir parçası ilan ederek UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerine dahil etmiştir.
Tangonun Etimolojisi
Tango kelimesinin kökeniyle ilgili , hiçbiri kanıtlanmamış birkaç farklı teori vardır. Bunlardan birisi İspanyolcada “davul” anlamına gelen tambor kelimesinden türetilmiş olduğudur. Bir diğer teori ise kelimenin Portekizce “bir müzik aleti çalmak” anlamına gelen tanger kelimesinden türetildiğidir. Kimilerine göre ise, tango Latince dokunmak anlamına gelen “tangere” fiilinden türetilmiştir.
Tangonun Tarihçesi
19. yüzyılda Avrupa ülkelerinin işçi sınıfından pek çok kişi büyük umutlarla Arjantin’e göç etti. Gelen göçmenler kendi kültürlerini de beraberinde getirdi ve bu kültür sentezinden tango doğdu. Bu nedenle tango ilk zamanlar Arjantin’in fakir mahallelerinde yapılan bir dans türüydü ve zengin tabaka tarafından hor görülen düşük bir kültürdü.
Yoğun göçmen nüfusu nedeniyle tangonun doğduğu ilk yıllarda erkek nüfusu kadın nüfusuna göre oldukça fazlaydı ve bir erkeğin bir kadınla sosyal yaşamda yakınlaşabilme ihtimallerinden biri iyi tango yapabilmesiydi. Göçmen erkek nüfusunun fazlalığı dansın genelevlerde yayılmasına neden oldu. Bu nedenle tango bir süre ahlakdışı bulundu.
Tangonun Avrupa’ya Yayılışı
Tango, Avrupa’ya 20. yüzyılın başlarında, gemilerle Fransa’ya gelen Arjantinli tangocular tarafından taşındı. Öncelikle yine alt kesimlerce sevilip yayılan tango zamanla üst kesimlerinde ilgisini çekmeye başladı. Ancak tangonun Arjantin’deki stili ile Avrupa’da yapılması hoş karşılanmadı ve modernleştirme adı altında sadeleştirildi. Böylelikle “Avrupa Tango”’su ortaya çıktı, kısa sürede diğer Avrupa ülkelerine de yayıldı. Bu dönemden sonra, özellikle Parislilerin bu dansa olan ilgisi sayesinde Tango, Arjantin sosyetesinde de değer kazandı.
İlk kez 1917 yılında Carlos Gardel’in smokin giyerek, her türlü argo ve erotizmden uzak sözlerle tango söylemesi, müziğin üst kesimlerce değer kazanmasını hızlandırdı. Avrupa’nın ilk tango çılgınlığı Paris’ten sonra Londra, Berlin ve diğer başkentlere sıçradı.
Tangonun Altın Çağı
1913’lerin sonlarına doğru, bu dans New York’u ve Finlandiya’yı da etkisi altına aldı. Buenos Aires’te tangonun üst kesimlerce de benimsenmesi ve dünyayı etkileyecek bir akım halini alması 1920 ile 1940’lı yıllar arasıydı. Bu dönem tangonun altın çağı olarak nitelendirildi.
İkinci Dünya Savaşı’na kadar zirvede olan tango, bu dönemden sonra, politik nedenlerle gerilemeye başladı. Özellikle de 1955 yılında Juan Domingo Peron’un askerî darbeyle devrilmesi ve ardından birbirini izleyen askerî darbeler neticesinde dans salonları kapatıldı, dans etmek yasaklandı. 1983’te, Arjantin’de askeri cunta ortadan kalktı ve böylece tango, Buenos Aires’e eski görkemiyle geri döndü.2
Tango Stilleri
Tutkunun ve aşkın dansı olan tangonun pek çok stili bulunmaktadır. Bunlardan en çok bilinen yedisi şunlardır:
- Tango Salon:
1910 yılında Paris’te doğan tango stili sonrasında tüm dünyaya yayılmıştır. 4/4 ölçüsünde çalınan şarkılarda yapılır. - Orillero Stili Tango:
Bu tarz kafe, bar gibi küçük alanlarda yapılır. Buenos Aires’in kenar mahallelerinde doğan stilde kadın ve erkek çok küçük bir alanda dans ederek birbirlerinin etrafında çok karmaşık figürler oluştururlar. - Milonguero Stili Tango:
Bu stilde bedenin üst kısmı önemlidir. Her iki dansçının dans boyunca üst bedenleri temas halindedir ve dönüşlerde bu temas bozulmaz. - Kulüp Stili Tango:
Kulüp stili tango, bir nevi salon stili tango ile milonguero stili tango’nun bir araya gelerek harmanlanmış olduğu özel bir tango stili olarak öne çıkar. - Nuevo Stili Tango:
Gustavo Naveira ve Fabian Salas’ın öncülüğünde ortaya çıkmış tangonun yapısal analizini yaparak denenmemiş kombinasyonlar bulmayı amaçlarlar. - Fantasia Stili Tango:
Diğer adıyla şov tangosu olan bu stil bale figürlerini de içeren tango gösterilerinde yapılır. - Canyengue Stili Tango:
Tüm bu tango stilleri içerisinde en eskilerden bir tanesidir. Öyle ki, 1920’ler ile ve 1930’lar arasında yapıldığı bilinmektedir. Dansın en tipik özelliği ise, bayanların o çok eski dönemlerde giydikleri uzun ve dar elbiselerden olsa gerek cross hareketi yapmamaları ve partnerlerin hareket halindeyken dizler kırık şekilde dans ediyor oluşlarıdır.
- By Coquimbo58 – Own work, CC BY-SA 4.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=115474704[↩]
- https://tr.wikipedia.org/wiki/Tango#:~:text=Tangonun%20dramatik%20duygusu%2C%20dans%20s%C4%B1ras%C4%B1nda,duyuran%20akordeonun%20akrabas%C4%B1%20bandoneon’dur.[↩][↩]
- Resim Motta Sanchez tarafından Pixabay‘a yüklendi[↩]
- By Gustavo Brazzalle – Buenos Aires, CC BY 2.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=14933659[↩]