Quentin Tarantino’nun Beyazperde Yolculuğu
90’lı yılların başında yarattığı karakterler, sıra dışı olay örgüsü, farklı anlatım biçimiyle beyazperdeye yeni bir soluk getiren Quentin Tarantino, sinema tarihinin en cesur isimlerinden birisi olarak kabul görür.
Amerikalı yönetmen, oyuncu ve iki Oscar Ödülü’ne sahip senarist sinema dünyasında kendine has tarzıyla önemli bir yere sahiptir.
Quentin Tarantino’nun Hayatı
1963’te Tennessee’de doğan Tarantino’nun babası İtalyan, annesi ise yarı İrlandalı yarı Kızılderiliydi. Annesi ile babası Tarantino’nun doğumundan kısa süre sonra ayrıldı ancak sonrasında ünlü yönetmenin üvey babası ile oldukça kuvvetli bir ilişkisi oldu. Ona sinema sevgisini aşılayan da üvey babasıydı. Çocukluğundan beri sinemayı tutkusu haline getirmiş Tarantino, on altı yaşına geldiğinde okulu bırakarak bir tiyatro grubuna katıldı.
Tarantino, 80’li yıllarda pek çok sektörde yer aldı. Sinemada yer göstericiliği, havacılık sektöründe işe alım görevlisi ve California’da bir video mağazası olan Video Archives’ta çalıştı. Aktör Danny Strong, Tarantino’yu şöyle tanımlıyor: “Bir film tutkunu. Filmler hakkında o kadar çok bilgisi vardı ki, insanlara gerçekten harika filmler izletmeye çalışırdı.”
Quentin Tarantino’nun Kariyeri
Quentin Tarantino’yu senaryo yazmaya teşvik eden ilk isim bir Hollywood partisinde tanıştığı Amerikalı film yapımcısı Lawrence Bender’di. Ancak ilk senaryo denemesi hiç yayınlanmadı. İlk ücretli senaristlik denemesini de hikayesi Robert Rodriguez ait olan Günbatımından Şafağa filminin senaryosuydu ve aynı zamanda bu filmde rol de alacaktı.
92 Ocak’ında ise senaryosunu kendi yazdığı ve ilk uzun metrajlı yönetmenlik denemesi olan Rezervuar Köpekleri, Sundance Film Festivali’nde gösterildi. Gösterime girdiğinde eleştirmenlerden tam not alan film, Tarantino’nun sinema dilini de tam olarak yansıtıyordu.
Bir soygunun öncesi ve sonrasındaki olayları anlatan film Tarantino’nun ayırt edici özelliği haline gelen şiddet içeren suçlar, popüler kültür referansları ve doğrusal olmayan hikaye anlatımı gibi pek çok motifi içeriyordu. Rezervuar Köpekleri bir bağımsız film klasiği olarak kabul edildi ve Empire tarafından “Tüm Zamanların En İyi Bağımsız Filmi” seçildi.
İlk uzun metrajlı filmi Rezervuar Köpekleri’nin başarısından sonra True Romance’ın senaryosunu sattı ve 1993 yılında gösterime giren romantik suç filmi, Tony Scott tarafından yönetildi. Film, Scott’ın en iyi filmlerinden biri ve 1990’ların en iyi Amerikan filmlerinden biri olarak kabul edilmeye başlandı.
Tarantino’nun senaryosunu yazdığı ve Oliver Stone tarafından yönetilen Natural Born Killers filmi ise 1994 yılında gösterime girdi. Ancak senaryosunu kendisi yazmasına rağmen Tarantino, Oliver Stone’un kendisini anlamadığını ve iyi yorumlayamadığını düşündüğü için filmi beğenmedi.
Tarantino , 1994’te kara komedi suç filmi Pulp Fiction’ı yazdı, yönetti ve oynadı. Bu filminde de şiddetin estetikleştirilmesini ve doğrusal olmayan hikayelerini sürdürdü. 1994 Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye kazandı ve çok olumlu eleştiriler aldı. 67. Akademi Ödülleri’nde En İyi Film dahil yedi ödüle aday gösterildi ve En İyi Orijinal Senaryo ödülünü kazandı. Ayrıca En İyi Yönetmen kategorisinde aday gösterildi. Film 200 milyon doların üzerinde hasılat elde etti.
1997 yılında üçüncü uzun metrajlı filmi Jackie Brown gösterime girdi. 2003 yılında ise son derece stilize bir intikam filmi olan ve başrolünde Pulp Fiction’da da yer alan Uma Thurman’ın olduğu Kill Bill serisinin ilk filmi yayınlandı. Quentin Tarantino’nun filmografisinde tek bir film olarak gördüğü serinin ikinci filmi ise ertesi yıl sinema salonlarını doldurdu.
Tarantino 2009’da vizyona giren filmi Soysuzlar Çetesi’nde, II. Dünya Savaşı sırasında Nazi işgali altındaki Fransa’da bir grup Yahudi-Amerikalı gerilla askerinin hikayesini anlattı. Olumlu eleştiriler alan film dünya çapında gişede 1 numaraya ulaştı. Üç yıl sonra yönetmenin western filmi Zincirsiz tarafından geçilene kadar Tarantino’nun en çok hasılat yapan filmi oldu . Zincirsiz ise Tarantino’ya ikinci En İyi Orijinal Senaryo Akademi Ödülü’nü getirdi.
2019 yılında ilk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapan son Tarantino filmi ise Once Upon a Time in Hollywood’du. 1960’lardaki Charles Manson’ın cinayetlerini konu alan film Leonardo DiCaprio, Brad Pitt, Margot Robbie, Kurt Russell, Al Pacino gibi isimlerin yer aldığı büyük bir oyuncu kadrosuna sahipti. Brad Pitt, bu filmdeki Cliff Booth rolü ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarı’nı alarak ilk Akademi Ödülü’nü kazandı.
- By Siebbi (original), Gryllida (crop) – File:Quentin Tarantino (Berlin Film Festival 2009) 2.jpg, CC BY 3.0, https://commons.wikimedia.org/w/index.php?curid=26091282[↩]